ACILARIMIZIN NEDENİ; SUÇLARIMIZ VE İDDİA ETTİKLERİMİZ (2. Kitap 21. Bölüm)

Sınanmak bile kendiliğinden, sebepsizce olmaz. Bir sebebi vardır ve bu sebep bizim seçimlerimizden, sözlerimizden, arzu ve işlerimizden doğar. Yusuf As. “Senle birlikte olmaktansa hapsi tercih ederim” dedi. Rabbine sadakatini göstermek için hapiste kalmak istedi. Bu onun günahından değil, sadakatini kanıtlama arzusundandı. Sonra hapishane ağır gelip de çıkmak istediğinde Allah’tan dilemek yerine, bir de kuldan diledi kurtuluşu. Allahul alim; Allah’ın izniyle demedi yada içinden geçirmeden o adamdan medet umdu onda güç buldu. Lakin 3 sene daha hapis yattı, çünkü o adam unuttu.

İbrahim as. eşinden, evli olduklarını gizleyerek sadece kardeş olduklarını söylemelerini istedi. Böylece ölümden korunacağını düşündü. Allah’a sığınmadı. Bu yüzden eşi günlerce sarayda kaldı ve onun belirsiz ve bilinmez hali İbrahim as.’i perişan etti. Kral hasta olsa da İbrahim bunu geç öğrendi.

Hz Muhammed,  kuzeni Zeynep annemizi Allah adına zorlayarak kendince iyi bir niyetle evlatlıklarından biri ile evlendirdi. “Bunu Allah için yap” dedi. Onun imanını zor bir yolla sınadı. Annemiz peygambere aşık olmasına rağmen sınavı geçti. Sonra onların sınavı bitince Rab; Hz. Muhammed as.’ı aynı zorlukta denedi. Dedi ki manen; “Haydi senin ve benim hatırıma sevmediği ile evlenen o kadın ile, onun sevdiği olarak evlen, herkes seni evlatlığının eşini aldı diye kınasa da bunu benim için yap, yüzlerce yıl ardından konuşulacak olsa da, ondan başka binlerce güzel kadın varken onu al”. Allah resulü neredeyse ayetleri gizleyecekti, günlerce emrin kalkması için dua etti. Ama ayet üzerine ayet indi. Allah en iyi bilendir. Müslümanlar bildi ki, peygamber bile olsan sınadığın gibi sınanırsın.

Daha sonra Hz Muhammed As. Uhud savaşından önce sahabeler fikir değiştirip de “eğer savaş emri Allah’tan gelmediyse, biz ısrarımızdan vazgeçiyoruz, ısrar ederek hata ettik” dediler. Ama Hz Muhammed as. “Bir peygamber, zırhını giydikten sonra, savaşmadan onu çıkarmaz.” buyurdu. Allah daha iyi bilir ancak, hiç bir kutsal kitapta böyle bir ifade yoktur. Peki bu ifade ardından ne olur? Müslümanlar büyük bir yenilgiye uğrar, böyle konuşan Allah Resulünün de dişleri kırılır ve yaralanır. Allahu Teala, ona ve ashabına selam ve merhamet buyursun. Ama her söz ve yol açtığı sonuçlar öyle derindir ki; bazen konuşmamak en hayırlısıdır.

Musa adam öldürene dek hayli rahat ve lüks içindeydi. Sonra çöllere düştü çoban oldu. Musa’ya komşu olmak isteyen günahkar adamı aslan parçaladı. Çünkü komşu olmaya engel çok günahı vardı ve temizlenmesi gerekirdi.

Görüyorsunuz ya; Allah kimseye zulmetmez. Her şey insanın kendi eliyle, dili ile ve günahıyla belaya dönüşür. kalbini isteklerden arındıran ve yalnız Allah’a yüzünü çeviren masum insana bela ve sıkıntı uğramaz.

Allah her insanın rızkına kefildir. Ama temel ihtiyaçların üzerinde verdiği zenginliği kişinin iman iddiasından ötürü sınayabilir. Bu sınama hakikatte bir eziyet değil de , fazla olanın bir süreliğine elden alınarak “iman ettim” iddiasının belgelenmesi içindir. Bakalım Allah’a verdiklerinin birazını elinden aldı diye isyan mı edecek? Yoksa şükür ve sabır mı edecek, diye.

Kişinin ölümü gelmedikçe rızkı kesilmez. Kuşlar gibi arayan herkesin rızkı önüne düşer. Hatta aramayanların bile çoğu kez rızkı gönderilir. Afrika’daki açlıktan ölümler, o yöre halkına vurulmuş bir zillet damgası ve beladır. Dünyada bir çok şehir Allah’ın gazabı ile kavrulmaktadır. Kimine deprem, kimine tsunami, kimine yangın, kimine seller ve tayfunlar, kimine de kıtlık isabet eder. Bunlar kimi zaman uyarı kimi zaman da bir ceza olarak üzerilerine yağar. Eğer içlerinde yaşayanlar, onları uyarmıyor ve toplumlarını değiştirmek için var güçleri ile çalışmıyorlarsa bela onlara da isabet eder. İçlerindeki elçilerini ve yardımcılarını muhakkak bela gelmeden önce oradan çıkarır yada o beladan korur.

GÜZEL YAŞAYAN İYİ, KÖTÜ YAŞAYAN GÜNAHKÂR MIDIR?

Çekilen sıkıntılar, affedilmesi arzu edilen yada duası üzerine yüce makamlara erdirilmek için terbiye edilme nedeni ile de olabilir. Bu nedenle “her sıkıntı günahtandır” demek doğru değildir. Ama muhakkak kendi yaptığı bir şeyin sonucunda ortaya çıkmıştır.

Musa’ya komşu olmak isteyen günahkar adamı aslan parçalamıştır. Çünkü günahlarından arınıp buna Allah için sabretmesinden başka oraya çıkış yolu yoktu. Günahı çoktu. Ama onun sonuna bakarak çok kötüymüş şimdide cehenneme gitmiş yada başka hayatta azaba devam ediyordur”demek doğru değildir. İşin özü bizler her olayın iç yüzünü ve Allah’ın onun üzerindeki planını bilecek düzeyde bir ilme sahip değiliz. Bu nedenle her insana güzel bir niyetle ve merhametle bakmalıyız. Acı çeken biri için, “Allah onu affediyor ve derecelerini yükseltiyor” diye ümit etmek güzeldir.

Güzel yaşayan insanlarınsa iyi olduğunu sanmak ve günahsız geldiklerini düşünmek de doğru değildir.

Hz İsa;

Zengin birinin cennete girmesi devenin iğne değilinden girmesinden daha zordur. (imkansızdır)

Kuran şöyle der;

    • Malı sayıp biriktirenin vay haline.
    • Altını gümüşü sayıp yığar.
    • Sana mallarından ne kadarını Allah yolunda vereceklerini soruyorlar. Onlara de ki; “ihtiyaçlarından fazlasını”.
    • 63-4 (Diyanet Meali) Onları gördüğün zaman kalıpları hayran bırakır. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin!

Yani ne zengin olmak, ne de güzel görünmek Allah katında bir üstünlük belirtisidir. Tam tersine kişinin felaketi olmaya daha yakındır. Kişi bu sahip oldukları ile cimrilik eder, gösteriş yapar, kalp kırar ve her günaha giden kapıları açan anahtarlara dönüşür.

Bu durumda kişi zenginse ihtiyacından fazlasını vakfetmedikçe, güzelse onu haramdan ve gösterişten, kalp kırmaktan ve zenginlik aracı yapmaktan korumadıkça azaptan kurtulamaz.

İhtiyaçtan fazlasının ne olduğu açıktır. Kullanılmayan şey ihtiyaç fazlasıdır. Atıl haldeki para ve altın, boş-atıl duran evler, arsalar ve eşyalar gibi her şey ihtiyaç fazlasıdır. Bununla birlikte ihtiyacın ötesinde harcamak, yani müsriflik, ihtiyaç fazlasını biriktirmekten doğan bir hastalıktır. Kişi onu Allah yoluna vermezse “kalbini hastalandırır”. Onu kendine zarar veren türlü iğrenç alışkanlıklar, zevkler ve yersiz bir ihtişam içinde bocalar halde görürüz. Onlarca otomobil alan erkekler, yüzlerce mücevher alan kadınlar, ihtiyacı olmadığı halde markası nedeniyle harcayanlar… Allah’a cimrilik edip nefislerine yağdıranlar. Onların vay haline.

ACILARIN NEDENİ

Bir insanın başına gelen sıkıntılar özetle 10 nedenle gerçekleşir;

  1. Kalubelada ki günahları nedeniyle.. (İlk hayatta dahi burada olduğu gibi hakkıyla Rabbimize kulluk edilmedi ki; “ben sizin Rabbiniz değil miyim?” azarına muhatap kalındı). Bebek ve çocuk ölümü ile sıkıntıların ekseriyetinin nedeni doğmadan evvelki günahlara dayanır.
  2. Günahları ve yanlış seçimleri nedeniyle.

(Ayakla işlenen suç ayaktan, göz ile işlenen suç gözden çıkar, mide ile işlenen suç karından çıkması bir hikmet ve uyarıdır. Neren ağrıyorsa orayı araştır)

  1. Kişi kendine zulmettiğinde.

(Mecbur olmadığı halde bir zulme, zor bir işe, aşağılanmaya sessiz kalması, kendine özenli ve önemseyerek yaklaşmaması, ilim tahsil etmemesi, tefekkürü ihmal etmesi vb. kendine zulmüdür.)

  1. İddiada bulunduğunda; kişi ispata davet edilir. O durumun benzerine düşürülür.

(Kınamak yada büyük konuşmak gibi. Ben olsam öyle yapmazdım; demek gibi)

  1. Alay etmek, hakaret etmek (Bu durumda çoğu zaman alay ettiğinin haline düşürülmeden haşredilmez. Hakaret edip hor gördüğünün düştüğü sınava düşer)
  2. Gelecekteki yapacakları bilindiğinden, geleceği geçmişine de etki eder. (Kuran’daki Hızır ile Musa kıssasındaki çocuğun hikayesine bakabilirsiniz.)
  3. İhtiyacı olmayan yada hediye edilmemiş bir şeyi istemek. (Hz. Musa’ya komşu olmak isteyen günahkar adam aslan saldırısına razı olmuş, onunla temizlenmişti. Doyurandan fazla kazanmak, çok kazandıran iş isteyen de sıkıntıya gel der.)
  4. Yetimi, öksüzü, hasta, misafir ve yaşlıyı az da olsa incitmek. Hele Allah dostunu incitmek felaket getirir. Günah maddesine koymadım. Çünkü normal insana biraz şakayla hafif dokunsan belki günah olmaz. Ama onlara dokunmak günah olur. Peygamberin bir âmâyı bekletmesi nedeniyle ayetle azarlandığını unutma. File dokunsan incinmez. Ama gönlü topal karıncaya dönmüş olanı azıcık dokunuş öldürür. Unutma.
  5. Herkes öğüdü ile sınanır. Çok infak edin dese, kendi çok infak etmese, gece nafile namaz kılın dese kendi kılmasa bundan ötürü dünyada azaba düçar olur.
  6. Paylaşmamak. Allah sana nasıl lütfettiyse, sen de içinden biraz olsun ver. İlimse ilimden, altınsa altından, mekansa mekandan, imkansa imkandan ver. Sonra o boynuna dolanır.

Eğer bunlardan birini yaptığın halde temizlenmen için gerekli olan büyük tevbe ve Kuran’a tam uygun yaşamın yoksa ağla kardeşim. Durmadan ağla. Çünkü bir kişi bunlardan birini yaptığı halde sıkıntı ile uyarı ve temizlik ile ilgili görmüyorsa; cezası cehenneme tehir edilmiştir ki; kork o günden. Çünkü tüm hayatın zillet içinde geçmesi, cehennemde 1 günden evladır.

Nice zalim ve günahkar, kafir ve hilekarın işlerinin rast gitmesi, bolluk, refah ve sağlık içinde yaşamaları seni aldatmasın. Yıldızları, sayısız canlıları, sabah çöldeki karıncanın içeceği suyu unutmayan; küffarın küfrünü hiç unutmaz. Müminin secde ve takvasının da bir gün gelir elbet hediyesini verir.

Hadis-i Şerif

“Belalar, günahsız olarak yeryüzünde dolaşıncaya kadar mümin kulun yakasından düşmez.”(Tirmizi/Zühd 57)

Hadis-i Şerif

“Şu ümmetim merhamete nail olmuş bir ümmettir.Ahirette azap görmeyecektir.Onların cezası dünyada ağır imtihanlar,zelzeleler,öldürmeler ve belalar şeklinde verilecektir.”(Ebu Davud)

Eğer sen 10 maddenin her biri konusunda tastamam olduğuna dair bana garanti ver. Bende sana cennet gibi rahat ve güzel bir hayatın olacağına dair garanti vereyim. Çünkü Allah kimseye zulmetmez. Hatta Rabbimiz Kur’an da; kimseye zulmetmediği gibi, günahların çoğunu da örtüp gizlediğini, affettiğini buyurmuş. Yani on kusurdan birinin cezasını çekiyoruz belki de. Misal yere çöp atıyorsun günah, “nereye bakarsan bak Allah’ın vechidir” demiyor mu Kur’an…. Allah’ın yüzünü dünyayı kirletiyorsun. Cezası ne olsa adil olur? Herkesin gözünü kirlettin, Allah da senin yüzünü kirletirse? Yüzünde bir siğil çıkarsa. Buradan pay biç. Allah kusurlarının ne kadar çok affettiğini ne kadar acıdığını gör. İnşallah zor değil bu 9 kurala uymak. Azıcık dikkat azıcık merhamet sadece. İlimle Allah’la sürekli meşgul olmazsa kayar ayak. Allah ne diyor Yusuf’un diliyle; “Nefis şiddetle kötülüğü emreder”. Nefsinle baş başa kalma. Nefsini namazla, Kur’an ile, salihler meclisinde Allah sohbetiyle, oruçla, biraz da helalinden geçimle meşgul et. Eğer kendi başına özgür ve boş kalırsa, imkanlarla donanırsa muhakkak kudurur. Bunu sakın unutma. Salihler meclisi bulamayan salih kimselerin sohbetini dinlesin bilgisayarından. Kur’an bulamayan zaten olmaz inşallah.

Yaş olmuş 80. Tevbe edeyim Allah affetsin. Sağlıklı olayım tekrar. Allah ne diyor; “ölüm kapına dayanınca mı tevbe ediyorsun?” “Af kapısı yaş ilerledikçe kapanır, ölüm anında suratına örtülür. Daralan kapıdan tevbe kolay girer mi? Günahlar kocaman, kapı daralmış, o günahlar o kapıdan geçer mi? 3 damla göz yaşının suyuyla onca kir yerinden çıkar mı? Ama Allah öyle affedici ki, vazgeçmemeli insan. Samimiyetle ve yanan bir gönülle gelen, tastamam secde eden ruhuyla bedeniyle, yüreğiyle kapanıp Allah diyen herkese buyur diyor Rabbim. Elini boş çevirmeye haya ediyor. “Engin denizlerin, nehirlerin sahibiyim, bir bardak suyu esirgemem” diyor Allah. Yeter ki samimiyet olsun.

“Erkek veya kadın, mümin olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız” (Nehl: 97).

Benzer Yazılar

1 Yorum

  1. Allah dostunu incitmek felaket getirir,işin püf noktası Allah dostunu taniyabilmektir,Allah velilerini gök kubbenin altında bazı özelliklerle gizlemiştir,toplumun kabul ettiği Evliya yırtık eski elbise giyer pejmürdedir ifadesi dahi yanlışlardan biridir,zahire bakıp batına karar vermek cahilliktir,meşhur kıssada bir üfürük kerametiyle yanına binlerce insan toplanan veli kul,bir namazda koltuk altına aldığı deri bir hava bidonunu sıktıgında çıkan sesten 1 kişi hariç hepsi o nu terk etmiştir,Hacı Bayram Veli’nin mürid kesme gibi görünen uygulaması gibi şeriate aykırı gibi gözüken bazı hallerde sırlar vardır,peşin hüküm ve kilitlenmişlik yerine araştırma ve sabır kişiyi felaketten koruyacaktır Ves Selam

Yorum Bırak