Dünyanın ruhu bir şekil alsaydı, hangi şekilde karşımıza çıkardı? İnsan diyenler sanırım insanoğlunu gözlerinde çok büyütüyor.
Dünyanın 4,5 milyar yıllık ömrü düşünüldüğünde; İnsan dünyada söz sahibi olalı sadece birkaç bin yıl geçmedi. Öncesinde ise doğanın çok küçük bir parçasıydık ve onunla başa çıkmakta zorlanıyorduk. Birkaç bin yıl daha geriye gittiğimizde sayımız o kadar azdı ve etkisizdik ki; dünyayı ziyaret eden misafirler bizi fark edemeden ya da hayvanlardan biri zannederek dönüyorlardı.
Dünya içindeki bitkiler, milyonlarca çeşit hayvan ve coğrafi yapısı ile bir şekil alsaydı hepsinin bir karışımı olurdu. Yani onun teninde bitkilerin örüntüsünü, hayvanların her birinden birer parçayı ve renklerini görebilirdik. Elbette insana benzeyen yönleri de olabilirdi.
Dabbet-ül Arz yani “Dünya canlısı-ruhu” gibi isimleri olan bu varlığın hadislerdeki tanımı da buna benzerdir. Haydi Allah’ın elçisinin (as.) dilinden Dabbe’nin özelliklerine bakalım.
YERYÜZÜ DİLE GELDİ DABBE MUCİZESİ
Allah resulü hadisi şerifte mealen şöyle diyordu;
Dabbe bazı idareciler kan dökerken çıkacak ve tekrar gizlenecek, sonra depremler arttığında rukün ile makam arasında Kabe’den çıkacak, Müminler korku içindeyken, bizi yalnız Allah kurtarabilir derken, namaz kılan birine varacak ve “Vallahi sen namaz ehli değilsin” diyecek. Müminin yüzünü aydınlatıp kâfirin burnunu kıracak.
Sahneyi gözünüzde canlandırabildiniz mi? Depremler hızla arttığı ve Müslümanların korku içinde olup kanlarının döküldüğü çağda yani şimdi;
Kâbe’nin yanından görünen Dabbe sonra şöyle diyor. Korkudan namaza durmuş insanı yakalamıştır. O şeytan insanın tepesine oturmuştur ki o, hakikatte taşlandığı için topal ve tek gözü kördür. O baş şeytan kuyruğunu bu gafil insanın beynine sokarak zihnini- ruhunu ele geçirmiştir.
Dabbe, şeytanın kontrolündeki insana “vallahi sen namaz ehli değilsin” der. Onun yüzünü ve ona kuyruğunu geçiren insan ve cinlerden olan şeytanların yüzünü de mühürleyerek karartmıştır. Bir elinde Hz. Musa’nın asası vardır ve asanın ucu kırılmıştır. Bir elinde Süleyman’ın yüzüğü. Dabbe hadislere göre, fil kulaklı, boynuzlu, koç kuyruklu, tüylü, gagalı, sakallı, erkek, 4 ayaklı, kanatlı ve her renkten görünecek, büyüklüğü iki boynuzunun arası bile şehirler arasındaki mesafeler gibi olacaktır. İşte şimdi size dünya haritasına işlenmiş bu ilahi mesaj ve uyarı içeren sahneyi göstermek istiyorum.
Mobil cihazlarda yan çevirip yakınlaştırınız.
1-2-5 “Dâbbe, yanında Hz. Musa’nın asâsı ve Hz. Süleyman’ın mührü olduğu halde çıkar. Mü’minin yüzünü asa ile parlatacak, kâfirin burnunu da mühürle damgalayacak. O zamanda yaşayan insanlar bir araya geldiklerinde mü’min- kâfir belli olacaktır.” (Ahmed b. Hanbel, “Müsned”, II, 491)
SAHNENİN TASVİRİ
3-4-7 “Gerçekten namaz kılan kişinin yanına gelecek, “bu senin namazın olmadı çünkü sen yalancısın ve mürainin (ikiyüzlü riyakâr kimsenin) ta kendisisin” diyerek iki gözünün arasına, yalancı damgası vurulacak. / 13…bir adım atışta üç günlük mesafeyi birden katedecek…(Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci s. 278) (namazı bitip tesbihe durunca olmadı bu diyor )
14 – “Onun, zaman itibarıyla üç çıkışı vardır: Bir keresinde en uzak çölden çıkacak ve onun anısı Mekke’ye girmeyecektir. (Diğer çıkışları Mekke’de bir delikten olacak) (Ebu Dâvûd Tayâlisî…) (Uzak çöl, ve güneş doğarken görüneceğinden ve doğudan sesleneceğinden bu Dabbe’nin ilk çıkışıdır İNŞ)
Not: Kuran’a göre her şey canlıdır. Her madde zikreder. Allah yer ve gökle konuşur. Dağlara emanet teklif edilir. Dünya canlısının da dünya üzerine kazınmış olması ve dağlardan göllerden oluşması Kuran’a göre mümkündür. O herkesin anlayacağı bir dille konuşacağından renkleri kullanacağı ve aydınlık ile Müslümanları, karanlık ile kafiri göstereceği belirtilmiştir. Dabbenin insanlar arasında gezip dolaşan ejderha nev’inden bir canlı olarak beklenmesi ve 7 milyar insanı binaları yıkmadan kısa sürede mühürlemesini sınava aykırıdır. Hadislerde Dabbe çıkınca insanların ticarete devam edeceğini ve mesajının alaya alacağı ifade edilmiştir.
DABBE ŞEKLİNİN MUCİZEVİ YÖNLERİ
1- Dabbe’nin Musa As.’ın asası ve Süleyman as’ın yüzüğü ile çıkacağı söylenmiştir. Bu varlığın sağ elinde gerçekten de bir asa vardır ve bu asayı havaya kaldırıp bir cin olan iblise doğrultmuştur. İlginçtir ki muhtemelen peygamberlerden peygamberlere intikal eden bu asa kırıktır. (Süleyman’ın asasını bir kurdun yiyip onu dibinden kırdığını Kur’an ayetlerinden hatırlayınız) Dabbe’nin asası da Kırım’da kırılmıştır. Bu bölgenin adının da Kırım olması ne hikmetlidir.
2- Dabbe sol elini İran üzerinden Türkiye’nin üzerine koymuştur. Bu el yüzük olan eldir. Yüzük taşı Urmiye Gölü olarak tecelli etmiştir. Gölün içinde SIR olan bazı şekiller vardır.
3- Hadis-i Şeriflerde anlatıldığı gibi, gagalı, sakallı, boynuzlu, koç kuyruklu, eril, asalı, yüzüklü, kanatlıdır. Ek olarak bir adımı yüzlerce km olan büyük bir hıza (dünyanın dönüş hızına) sahiptir ve cüsse olarak aynen hadislerde anlatıldığı gibi iki boynuzu arası atlı bir asker için bile uzun mesafedir. Bunca özelliğin ve eksiksiz tarifin bir varlıkta toplanması ve resminin dünya üzerine çizilmesi ne büyük hikmettir.
4- Tüm bunların üzerine, hadislerde anlatılan Dabbe ile ilgili en dikkat çekici sahne, namaza duran mümin ile konuşması ve onu suçlamasını anlatan sahnenin dünya üzerine kazınması hayret vericidir. (Dabbe, korkudan o an namaza duran insanın yanına gelir ve sen namaz ehli değilsin ve onun küffar olduğunu söyleyip onu mühürler) Maalesef Türkiye bu namaz klanın başını temsil etmektedir ve hem namaz kılan az, hem de Allah’ın kanunlarını kanun kabul etmek isteyen kimse çok azdır. İnsanlar faiz yerler ve bununla mücadele etmezler. Açıkça küfre giren insanlara hayranlık besleyip onları yüceltirler. İşte böyle bir toplumun ahiretten nasibi yoktur. İçlerindeki azınlıklar iyi bile olsalar, mücadele etmezlerse dünyadaki azaptan pay alacaklardır. Çünkü haksızlığa ve Allah’a karşı işlenen küfre sessiz kalanlar onlara ortaktır.
5- Dabbe’nin yeryüzündeki tüm canlılardan ve hatta insan bir pay alarak şekli içinde tüm canlıların renk ve uzuvlarından taşıması onu Dünya Canlısı yani Dabbet-ül Arz olarak isimlendirilmesi hususunda mükemmel kılar.
KURAN;
(27:82 (=109)) O söz gerçekleşince, Dünyadan bir canlı (DABBE) çıkarırız o da insanlara hakkıyla inanmadıklarını söyler. Ve o gün, her milletten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, sıra sıra duracaklar. Onlar geldikleri zaman: “Onu anlamaya bilginiz-aklınız yetmedi de mi kanıtlarımı yalanladınız? Yoksa yapmış olduğunuz nedir? Kötülüklerinden dolayı o söz gerçekleşir de artık konuşamazlar.
Eğer Dabbe tüm dünyayı kuşatan hayvana benzeyen ve Kuran okuyan büyük bir canlı olsaydı kafirler onu yalanlayamazdı. Ayette ise her milletten bir grubun onu yalanlayacağı ifade edilmiştir. Hatta hadislerde insanlar birbiri ile her kafir, hey mümin diye alay edecektir.
Peki Dabbe ayeti neden 109 rakamı ile rakamlanarak ifade edilmişti Kuran’da. Bu bir tesadüf müydü? Yoksa 109 Allah’ın en büyük mucizelerinden birisi ve deccalle savaşta müminlerin en büyük silahlarından biri miydi?
Ya 911 sayısı? Şeytanın kendine sembol seçtiği 9 ve 11? 11 Eylül olayları ve 9’lar meclisi, 9’un 10’u aşması ne anlama geliyordu? Allah CC. “Sekar’ın üstünde on dokuz vardır” derken neyi kasdediyordu?
Allah’ın Büyük 109 Mucizesini ve Deccalin Sembolü olan 911’i görmek için mucizeler kitabını okuyun.
YERYÜZÜNÜN DABBE’Sİ (CANLISI) İSMİYLE ANILAN KİMDİR?
Kuran’da İnsanlığı uyaran “DABBE” ismi her türden canlı için kullanılmaktadır.
İnsan da bir dabbe’dir, hayvan da. Sormak istiyorum; Allah rastgele bir iş yapar mı? Elbette haşa; hayır. Onun her işinde hayranlık duyulacak bir hikmet ve derin anlamlar vardır. Peki dünyanın üzerine çizdiği karaların ve denizlerin şekilleri rastgele çizilmiş olabilir mi Allah tarafından? Haşa. Tam tersine tüm yeryüzünün hikayesi, toplumların derecesi onun üstüne yazılmıştır. Yeryüzündeki şekiller ve renkler konuştuğunda ne der bizlere?
Konuş Şimdi Ey Yeryüzü! Anlat bize içindekini!
O söz gerçekleşince, yeryüzünden bir canlı / dünya canlısı çıkarırız o da insanlara hakkıyla inanmadıklarını söyler. (27-82)
(109 Toplam Sayısal Değerli Ayet, 109’un neden yeryüzündeki tüm savaşın kilit sembolü olduğunu 109 başlığı altında izleyiniz.)
3- Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği zaman. 4- O gün yeryüzü, bütün haberlerini anlatır. 5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir. 6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
99.Zilzal Suresi
Tüm bu ayetlerden anlıyoruz ki; Dabbe yeryüzünün dile gelip konuşmasıdır. Herkes dilini anlayacaktır. Duyuru yapıldığında insanlar parçalanmış gruplar halinde (ülkeler gibi) sunulacaklardır.
Peygamber as. Yeryüzü Dabbesi’nin yüzleri ağartıp karartacağından bahsediyordu. Bu ayet ile paralel şekilde.
O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, “İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın” denilir.
(3-106 ayeti) (109 Toplam Sayısal Değerli Ayet)
Artık uyar! Çünkü sen bir uyarıcısın.
88.21 -(109 Toplam Sayısal Değerli Ayet)
Ki insanları uyarıcıdır – “gerçekten en büyüklerden biridir”.
74.35 – (109 Toplam Sayısal Değerli Ayet)
Kıyametin en büyük alametlerinden biri ve mucize olarak Kuran’da bahsedilen bu olayı bu kadar önemli hale getiren; bu sözün Dabbe tarafından tek bir kez söylenmesi ve tüm insanlık tarafından kendi dilinde anlaşılması nedeniyledir. Yoksa birçok yorumcunun iddia ettiği gibi dabbe kapı kapı gezen ve insanlarla muhabbet eden devasa bir canlı değildir.
O internette değildir, çünkü ayet onun insanlarla imansızlık konusunda konuşarak insanlığı uyaracağını ifade etmiş hadislerde onu resmi çizilebilen bir varlık şeklinde tarif etmiştir. Oysa internetin çoğu İslam’a aykırı materyallerle doludur.
İnsanları uyaran bilgiler internetin milyonda biri bile kadar değildir.
Dabbe Ayetinin devamında Dabbe’nin mesajının anlaşılmadığı yazmaktadır.
27-83; O söz gerçekleşince, yeryüzünden bir canlı / dünya canlısı çıkarırız o da insanlara hakkıyla inanmadıklarını söyler. Ve o gün, her milletten, delillerimizi yalanlayan bir topluluğu toplayacağız ve onlar, sıra sıra duracaklar. Onlar geldikleri zaman: “Onu anlamaya bilginiz-aklınız yetmedi de kanıtlarımı yalanladınız? Yoksa yapmış olduğunuz nedir? Kötülüklerinden dolayı o söz gerçekleşir de artık konuşamazlar.
Anlaşılıyor ki; kafirler Dabbe’yi anlayamamışlar. Çünkü Allah şöyle diyor; “Onu anlamaya aklınız yetmedi, kanıtlarımı yalanladınız. Ona kötülük ettiniz” Belki de Dabbe hiçbir zaman beklenen suretinde çıkmayacak. O, dünyanın üzerinde göründü ve mesajı da insanlığa ulaştı. Eğer bazılarının beklediği gibi muhteşem büyüklükte ve olağanüstü güçleri olan ve herkesi açıkça mühürleyen bir canlı olsaydı, Allah kafirlere “onu anlamadınız, delillerimiz yalanladınız” diye kızmazdı. Çünkü herkes iman ederdi.
Ve Peygamber as. dünyadan çıkan canlının hakkıyla inanmayan insanları ve müminleri birbirinden ayrılsın diye aydınlık ve karanlık renklerle boyayacağını söylüyordu;
“Dâbbe, yanında Hz. Musa’nın asâsı ve Hz. Süleyman’ın mührü olduğu halde çıkar. Mü’minin yüzünü asa ile parlatacak, kâfirin burnunu da mühürle damgalayacak. O zamanda yaşayan insanlar bir araya geldiklerinde mü’min- kâfir belli olacaktır.” (Ahmed b. Hanbel, “Müsned”, II, 491)
O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. (Kuran)
Şimdi size Dabbe’nin tüm dünyayı kafir ve müminleri analiz ederek nasıl aydınlık ve karanlıkla boyadığını, hatta asasını ve kafirin burnuna vurulmuş mührünü göstereceğim. Tesadüfe yer bırakamayacak ve herkesin test edebileceği bir şekilde bu mucizeye şahit olacaksınız.
Bu harita dünya haritasındaki aydınlık ve karanlık bölgeleri gösteren bir haritadır. Bu haritaya phoshop’ta dünya haritasının mono tonlarda kontrast vererek elde ettim. Herhangi bir fırça darbesi kesinlikle yok. Evinizde kendiniz de deneyebilirsiniz.
Zümer:60
Ve kıyâmet günü, Allah’a karşı yalan söyleyenlerin yüzlerini kararmış görürsün. Kibirlenenlerin yeri cehennemde değil mi?
Dünya üzerindeki Müslüman toplumların yaşadığı yerlerle harita üzerindeki aydınlık alanlar birebir örtüşmektedir. Bazıları sorabilir Türkiye vb. birkaç Müslüman olduğu düşünülen ülke bu haritada neden koyu renkli görünüyor?
Kuran şöyle diyor;
“Kimler Kuran ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir (5-44)”
Bildiğiniz üzere Kuran’a göre düzenlenmiş anayasaya sahip olmayan, bu kanunları iktidara taşıma sözü vermiş partilere oy vermeyerek ya da bu tür liderlere destek vermeyerek eğilimlerini farklı yönde gösteren toplumlar Allah katında hakkıyla iman etmiş toplumlar arasında sayılmamaktadır. Elbette bu durum toplumdaki tüm insanları kapsamaz ama çoğunluğun Kitabı terk ettiğini ifade eder.
Bazıları da çöller açık renkli ormanlık alanlar koyu renkli olacak tabi diyebilir. Bu bir yanılgıdır. Çünkü çöl olduğu halde Amerika, Güney Afrika, Avustralya ve Sibirya gibi topraklar her mevsimde koyu renklidir.
Bitki örtüsü ise su ve yağmurla oluşan bir dokudur. Deccal çıktığında anlaşma yaptığı küffar memleketlere yağmur yağdıracağını, oraya bolluk bitki örtüsü ve bereket getireceğini, hükümranlığını kabul etmeyen memleketlere ise kuru rüzgarlar göndereceğini ve bulutların yönünü değiştireceğinden bahsedilir. İklim kontrolü ile günümüzde hepsi mümkün olmuş ve uygulanmaktadır.
Ayrıca Hacer-ul Esved’in günahlar nedeni ile beyazdan siyaha dönüşmesi mümkünse; dünya toprağı da insanların günahları nedeniyle kararması dini açıdan beklenen bir durumdur.
Peki Dünya Canlısı yani Dabbe neden hadiste ifade edildiği üzere renkleri kullanarak konuşuyordu? Çünkü ayette geçen insanlığı uyarışı ve azarlamasının anlaşılması için evrensel bir dil kullanması gerekirdi. Nasıl kırmızı ışığın dur, yeşilin geç anlamına gelen bir renk dili olduğunu tüm dünya biliyorsa, karanlık ve ışığın da kötü ve iyiyi ayıran bir sembol olarak haritaya işlenmesi milletleri birbirinden ayıran bir dil olarak Dünya Dabbe’sine öğretilmişti.
Öyle anlaşılıyor ki; Dabbe’nin anlattıklarını okuyabileceğimiz kitap dünya haritasındaki renkler ve izlerdir. Birazdan çok daha büyük bambaşka mucizelere şahit olacak ve Peygamberin anlattıklarını birebir göreceksiniz.
DABBE’NİN MESAJINI SİZE AÇIKLAYAN ERDEM’E İŞARET VAR MI?
Kuran’ın “Mekke” kelimesini ve koordinatını içinde saklayarak mucize gösteren “mekkenahum” ayetinde olduğu gibi okursak Dabbe hakkındaki mucizeleri Allah’ın izniyle gösteren “Erdem” kelimesinin dabbe ayetlerinde anne ismiyle birlikte geçtiği görülecektir. Bunu övünmek için değil lakin, mucizenin bir parçası olacağı için şahsımdan bahsetmekten kaçınsam da, yazmakla mükellef hissettim. Yine de doğrusunu Allah bilir.
16.49 – Ve lillahi yescudu ma fis semavati ve ma fil erdimin dabbetiv vel melaiketu ve hum la yestekbirûn.
(49.ayet secde ayetedir.) Manası;
Erdem’in içinde ki/onda olan (fil erdimin) dabbeler (canlılar) ve melekler Allah’ı tekbir eder.
27.82 O söz başlarına geldiği (kıyamet yaklaştığı) zaman, onlara yerden bir dâbbe (canlı) çıkarırız da, bu onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.
27.82 – Ve iza vekaal kavlu aleyhim ahracna lehum dabbetem minel erdi tukellimuhum ennen nase kanu bi ayatina la yukinûn.
Onlara huruc (ihraç-ortaya çıkarma) eden Dabbeteminelerdi… (canlı)
Emine (annem)
El Erdi (el erdem?)
“El-Erdimin” kelimesi aslında “yeryüzü-dünya” manasında kullanılmıştır. Ancak “Mekkenahum” kelimesinin geçtiği ayetteki gibi içinde mana sırrı barındırdığını düşündüğümüzden kelimeleri birleştirerek okuduk. Kuran’ın orjinalinde hareke olmadığını ve bazı kelimelerin okunuşuna dair farklı görüşler olduğunu, peygamberin Kur’an ruhuna uygun olduğu sürece buna izin verdiğini ilgili bölümleri okuyarak hatırlayınız.
En iyisini Allah bilir. Elbette ben haber verilen “O Dabbe’yim” demiyorum. Zaten o olağanüstü şekillerde enteresan bir varlık olarak tarif edilmiştir hadislerle.
Lakin kıyametle çıkacak asıl Dabbe için sizleri uyaran, onun suretini sizlere ilk kez gösterip, Hakka yönelmeye çağıran bir kardeşiniz olarak Kur’an’da her şeyin bulunduğunu görmenizi isterim.
- (EC) Neden cehennem var hep zebaniler var? Cenneti neden göremiyoruz?
Bu şekilleri Allah Teala çizmiş olsa da aslında böyle çizdiren çirkin eylemleri ile insanoğludur. Dünya üzerinde gösterdiğim üzere sadece zebani değil, farklı varlıkların şekilleri de vardır. Algısı daralmış insanoğluna bir mesaj verilecekse herhalde çoğunu uyarıp korkutacak ve düzeltecek bir mesaj verilmelidir.
Uçuruma giden bir otobüs varsa ve çok azı kaza sonunda kurtulacaksa otobüsün karşısına çıkması gereken levhalarda kuru kafa levhaları, ateşte yanan insanların şekilleri olan, uçurumun dibini yani cehennemi gösteren levhalar olması beklenir. Otobüsteki birkaç kişi kurtulacak diye hastaneden çıkmış boynuna çiçek asılmış mutlu insanları görmek o yolcuların bir işine yaramaz.
İnsanlığın durumu çok kötü, acil ve müdahale edilmesi gereken bir halde ise ona şiddetli korkutan, sarsan uyarılar göndermek gereklidir. Aynı ateşlerin ortasında uyuyan bir arkadaşınızı tokatlayarak uyandırmaya çalışmanız gibi, ona yapacağınız tüm hatırlatmalar felaketi üzerine olacaktır.
- (AA. İlahiyatçı-Öğretmen) Rabbimin kudreti sonsuz, her yaptığı işte bir hikmet vardır. Dünya büyümüş Kur’an değil mi? Kur’an’da gelecekten haber vermiyor mu? Dünyada da gelecekten siluetlerle haber vermiş Rabbim. Hiç şu anki gibi düşünmemiştim. Rabbim sonsuz kudret sahibi, her işi boş değil. Nasıl Kur’an bir kelimede birçok yönden bakılınca farklı ifadeler anlatıyor, büyük Kur’an olan dünyada her yönden farklı bakılınca Allah’ın işlerini açıkça delil ve ispat ediyor. Bugün sayenizde dünyaya farklı yönden bakmak nasip oldu büyük Kur’an olarak. İstanbul, hem diz çökmüş büyük insan şeklinin, hem de küçük ayaktaki insan şeklinin başı olmuş ilginç şekilde. Bu İstanbul’un İslam memleketi olduğuna mı işarettir?
Allah imanınıza şahittir. İstanbul günahkâr olsa da Müslümanların önemli yer teşkil ettiği, özellikle tarihinde, bozulmadan önceki zamanlarında bir İslam şehridir. Daha önce de Hıristiyanların baş şehri olmuştu. Orada hep lider, hep dini ve ümmetini düşünen toplumların hakimiyeti söz konusu olmuştur. Bu siluetler dikkat çektiğiniz durumu çok güzel anlatmışlar. Ama şehrin adı İslam şehri bile olsaydı, içindekiler İslam’ı yaşamadıkça ya da İslam’ı terk ederlerse cennete giremezler. Siluetin yarısı açık yarısı koyu renkli olması dünyevi sebepler dışında şehrin uhrevi halini de yansıtıyor.
Erdem Bey,sizin bu tarzda şeyler bulmanız beni gerçekten çok etkiledi.Ben de bu tarzda şeyler dünyada aradım.Ekvator’a dik bir açıyla Kamboçya,Vietnam,Tayland,Laos,Myanmar ülkelerinin bulunduğu bölgeye baktım ve bu canlıya benzer bir şekil gördüm.Canlı Hindistan’ın doğusunda ve karada.Aynı boyutta sayılırlar.Aynı buradaki şekle benziyor,sakalları falan olsun,yüzü olsun.Fakat sizin bulduğunuz şekillerin hepsi aynı yöne bakıyor,bu şekil bakmıyor.Bu biraz beni kuşkulandırdı.
Siz de bir göz atarsanız sevinirim.
Yazdıklarını severek okuyorum.
Yazdıklarınızı severek okuyorum.