ALLAH’IN BOYASI – YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ (7. Kitap 1. Bölüm)

Yeryüzündeki en küçük nesneleri ve canlıları bile muhteşem güzellikte boyayan ve biçim veren kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah’tır.

Allah’a isyan edenler ve yok sayanlar bile Allah’ın yarattıklarına aşıktır. Özlerinde Allah’ın yarattıklarına ve vurduğu boyaya olan hayranlıklarına rağmen, suçları nedeniyle istediklerine eriştirmediğinden ötürü Allah’a düşman kesilmişlerdir. Yani yok sayan ve isyan eden dahi, zahirde yaratılana, hakikatte yaratana aşıktırlar. Ama itiraf edemezler. Kalp aynası kirlenince varlığın güzelliğini göremez olur.

Arif ise, bir çiçeğe, bir buluta, bir güzele, hatta kuru ağaca bakarken, gözleri hayretinden gözyaşına boğulur. Çiçeğe “Allah’ım” der. Kalp sevdiğine ismi yerine “Aman Rabbim” der. Övgüler yalnız Allah’a dır. Hakikatte ondan gayrı hiçbir varlık övgüye layık değildir.

Aşıkların maşuka tapmak istemesi ve gönüllü kul köle olmaları; onda Allah’tan bir esinti görmelerindendir. Ruh unutulanı hatırlamış, kalp aynasında Hak parlamıştır. Bu yüzden övgünüzün içine “Maaşallah” sözünü mutlaka yerleştiriniz. Anlamını bilerek söyleyiniz. MaşaAllah, “Allah istedi inşaa etti, Allah diledi yaptı” demektir.

Sevdiğinize “çok güzelsin” demek yerine “seni böyle güzel yaratan Allah ne yücedir” deseniz daha yerindedir. O bundan rahatsız olursa; kendini güzel yaratana nankör olan, size daha büyük nankör olacaktır. Ancak Allah’a içten düşman olanlar, O’nun isminin anılmasından rahatsız olurlar. Dinden ve Allah’ın işlerinden bahsetmek şeytana ağır gelir. Çünkü o, Rabbine isyankar ve düşman oldu. Şeytan insanlardan da olur cinlerden de.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Allah’ın boyasına bak, Kim, Allah’dan daha güzel boya vurabilir ki? İşte biz O’na ibadet edenleriz.

(Kur’an 2.138)

İnsanların çirkin dedikleri domuzlar, böcekler dahi, tasarımlarıyla işin erbabı olanları secdeye götürürler. Bir sanatçı insanları korkutması için sipariş edilmiş Lunapark’taki hareketli maketleri en korkunç şekilde tasarlamaya çalışır. Gerçekten korkunç yaptı diye, kim onu suçlayabilir. Onun görevi korkutmaktır.

Yer ve gökteki her şey Allah’a varlığıyla bile övgüler sunar. En küçük zerreler onun aşkıyla titrer ve döner. Rabbin sevgisi öyle büyüktür ki; o kendi kendini sever. Kendi kendini över. O, kendi içinde bizde olduğumuzdan ötürü bizi var etmeyi, var tutmayı takdir eder. Allah’ın kendisine sevgisi olmasaydı, kainatı yaratmazdı ve biz de yok olurduk.

Yaratılmış her akıl ve göz Allah’ı HAKKIYLA takdir etmelidir ki, Allah Teala kendinde var ettiği sizleri, sizlerin içinde var ettiği kendini daha da sevip yüceltsin.

Her kim Allah’ı yok sayar, ona isyan ederse, günahlar işleyerek saygısızlık ederse, Allah’ta unutma yoktur. Allah sonsuza dek o kötü sözü hatırlayacak ve gazaba gelecektir. Öfkelenip tabiri caizse üzülecektir.

Sıkıntılar insanın bu hayatında yada evvelki Kalu Bela hayatında, yada sırlı hayatlarda yaptıkları ile kendi elleriyle yaptıklarının sonuçlarıdır. Yüce makam isteyenler de sınanırlar. Çünkü sıkıntılar ve sınavlar bir kişinin kabiliyetlerini ölçmek içindir. Kendi potansiyelinizin en üstü düzeyini görene dek en üst düzey zorluklarla sınanırsınız. Ne zaman pes dersiniz, yükseliş sınavı durur. Zirveniz belli olmuştur.

Lakin ceza olarak gelen musibetler böyle değildir. Pes de deseniz yalvarsanız da; takdir edilen ceza kolayca geri gitmez. Tevbe ve infak onları hafifletip kaldırabilir ama kalem kırılmışsa geri dönüş olmaz. Kalem kırılmadan kendini affettir. Çünkü suçun Allah ile birlikte tüm kainata tüm yaratılmışa ebediyyen bir zarar verdi. Kader kitabında daha derin bir şekilde bunu idrak etmeniz için açıklayacağım.

Benzer Yazılar

Yorum Bırak